top of page
Ali Metin Büyükkarakaya

Anadolu’da Neolitik ve Antik DNA


Teknolojik ilerlemeye paralel olarak son beş yılda genom düzeyinde sürdürülen araştırmalarda hem genetik hem de kronolojik derinliğin gittikçe arttığını söyleyebilmekteyiz (Skoglund ve Mathieson 2018; Stoneking, 2017). Genom düzeyinde yapılan çalışmalarda, populasyonların günümüz toplumlarına genetik yakınlığının incelenmesi ve antik dönemlerde yaşamış insan gruplarının kendi çağdaşlarıyla ilişkisinin belirlenebilmesi olanaklı hale gelmiştir. Aynı zamanda çok eski dönemlere (Paleolitik) uzanan atasal ilişkiler çözümlenebilmekte ve yakın türler ya da tür içi alt gruplar arasındaki ilişkiler (örneğin Neandertaller, İnsanlar ve Denisovanlar) ortaya çıkarılabilmektedir (Skoglund ve Mathieson 2018). Böyle bir yaklaşım biyolojik yakınlık ile sosyokültürel benzerliğin net olarak tespit edilemediği eski insan topluluklarındaki problemlerin çözümünü mümkün kılmaktadır.

Avrupa Neolitik Dönemi ve Tunç Çağı üzerine yapılmış çalışmalar bu son duruma iyi önekler oluşturmaktadır. Lazaridis ve bir grup araştırmacı (2014) yapmış oldukları çalışmada Almanya’da bulunan 7 bin yıl öncesine ait bir çiftçinin ve Lüksemburg ve İsveç’ten 8 bin yıl öncesine ait sekiz avcı toplayıcının genom verisi üzerine çalışmış ve bunu günümüzde yaşayan 203 topluluğa ait 2345 bireyin verisiyle karşılaştırmışlardır. Bunun sonucunda günümüzdeki Avrupalıların, Batı Avrupa avcı toplayıcıları, Paleolitik Dönem Kuzey Avrasyalıları ve kökleri Anadolu ile ilişkili Erken Avrupa Çiftçileri olmak üzere üç farklı populasyondan geldiğini göstermiştir (Skoglund ve Mathieson 2018). Avrupa’daki tarihöncesi populasyon hareketlilikleri sadece Neolitik Dönem’le sınırlı değildir. Tunç Çağı üzerine yapılmış genom düzeyindeki çalışmalar şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Örneğin Haak ve bir grup araştırmacı (2015) 8000-3000 yıl öncesine ait 69 Avrupalının genomik verisini elde etmişlerdir. Bu tarih aralığında, Batı ve Doğu Avrupa toplulukları arasında ciddi bir genetik farklılık olduğu tespit edilmiştir.Neolitik Dönemin başlangıcında (8-7 bin yıl önce) birbiriyle yakın çiftçi grupları Almanya, Macaristan ve İspanya’da ortaya çıkmaktadır ve bunların yerli Avcı toplayıcılardan farklı olduğu anlaşılmıştır (Haak vd 2015). Araştırmanın sonucu günümüzden 4500 yıl öncesindeki Avrupalıların, Yamnaya adı verilen Asya kökenli hayvancı bri topluluğa ait genomun izlerini taşıdıklarını göstermiştir. Bu durum Tunç Çağı Avrupasının Asya’dan gelen çok büyük bir göç dalgası/dalgaları ile dramatik şekilde değiştiğini göstermiştir (Skoglund ve Mathieson 2018). Diğer yandan Anadolu Yarımadası’nın Batı Avrasya gen havuzu üzerine yaptığı derin etki, hem arkeolojik hem de genom verisi açısından birçok kez kanıtlanmıştır. Bununla beraber arkeolojik dönemlerdeki insan hareketliliğinin, göçlerin etkisinin tek yönlü olmadığı da yine arkeolojik, antropolojik ve biyolojik açıdan söylenebilmektedir. Hofmanova ve bir grup araştırmacı (2016) Anadolu’nun göçlerdeki rolüne dair önemli bir çalışma yapmıştır. Araştırmacılar Anadolu’dan Avrupa’ya olan göç hareketlerinin, Kuzey Ege’de bulunan çiftçilerin Avrupa’nın içine ve Avrupa boyunca sürdüğünü dile getirmişlerdir. Bu çiftçilerin Almanya, İspanya ve Macaristan’la olan ortak genetik yapısını genom düzeyinde göstermişler, Anadolu Kuzey Ege topluluklarının Almanya ve Macar ardıllarına olan atasal katkısının %39-53 oranında olduğunu bulmuşlardır (Hofmanova vd 2016). Farklı bir çalışmada, Stockholm Üniversitesi Arkeolojik Araştırma Laboratuvarı’ndan Omrak ve bir grup araştırmacı (2016) Kuzeybatı Anadolu’da, Troia’ya çok yakın bir yerde bulunan Kumtepe Höyüğü’nden elde ettikleri 6700 yıl öncesine ait bir örnekte genom verisi incelemiştir. Kronolojik olarak bu dönem Neolitik Dönem’deki yayılmanın hemen ardına denk gelmektedir. Araştırma sonucunda bu bireyin genetik yapısının Avrupa Neolitik gen havuzu içinde olduğu, günümüz Sardinyalılara, Yakındoğulularına ve Kafkasyalılarına benzediği belirlenmiştir (Omrak vd 2016).

2016 ve 2017 yıllarında ODTÜ Arkeogenomik Laboratuvarı araştırmacılarıyla ortaklaşa yürütülen, Anadolu’ya ait genom verisi üreterek yayımladığımız araştırmalar da bu çalışmalara eklenebilir. 2016 yılında yaptığımız bir çalışmada Orta Anadolu’dan Tepecik-Çiftlik (Niğde) ve Boncuklu Höyük (Konya) arkeolojik yerleşmelerinden elde ettiğimiz insan kalıntılarında genom verisi üretebildik. Bu çalışmanın sonucunda Boncuklu Höyük’ün (Çanak-Çömleksiz Neolitik Dönem) daha homojen Tepecik-Çiftlik’in (Çanak-Çömlekli Neolitik Dönem) ise daha heterojen bir genetik yapıya sahip olduğunu gösterdik (Kılınç vd 2016). Buradan hareketle Boncuklu Höyük’ün bir miktar daha Anadolu Epipaleolitik topluluklarıyla ilişkili, Tepecik-Çiftlik populasyonunun ise yakın çevre populasyonlarıyla daha etkileşimli, dışadönük bir topluluk olduğunu saptadık. Elde ettiğimiz veri Anadolu’nun, Avrupa Erken Neolitik çiftçilerine olan genetik katkısının kökeninin Orta Anadolu olduğuna dair ciddi kanıtlar sunmaktadır. Nitekim geçtiğimiz yıl içinde yayımladığımız bir diğer genom çalışmasında Anadolu Neolitik Dönem (özellikle Ege Bölgesi) çiftçilerinin Batıya yayılımı üzerine, arkeolojik kuramlarla da sınanması gereken yeni bakış açıları geliştirebildik. Bu çalışmada temelde Tepecik-Çiftlik, Boncuklu Höyük ve Barçın Höyük (Bursa) gibi Neolitik dönem topluluklarını ele alarak konuyu inceledik. Antik DNA verisinin analizi Anadolu topluluklarının Güney Levant ve İran’daki Neolitik Dönem topluluklarından farklı bir yerde ve birlikte kümelendiğini göstermiştir. Elde ettiğimiz diğer sonuçlar, Batı Anadolu ve Kuzey Ege Neolitik Dönem topluluklarının, Orta Anadolu’dan göçmenleri de içerecek biçimde Batıya doğru çok sayıda göçün ürünleri olabileceği gibi, aynı zamanda Ege Bölgesinin çiftçiliği benimseyen lokal epipaleolitik toplulukları da olabileceğini ortaya koymuştur (Kılınç vd 2017).

* Yazının alıntılandığı yayın: Büyükkarakaya, A.M. & Yorulmaz, S. ( 2019). Biyoarkeoloji ve Antik DNA. Arkhe Dergisi Sayı 7

KAYNAKLAR

Haak, W., Lazaridis, I., Patterson, N., Rohland, N., Mallick, S., Llamas, B., … Reich, D. (2015). Massive migration from the steppe was a source for Indo-European languages in Europe. Nature, 522(7555), 207–211. https://doi.org/10.1038/nature14317

Hofmanová, Z., Kreutzer, S., Hellenthal, G., Sell, C., Diekmann, Y., Díez-del-Molino, D., … Burger, J. (2016). Early farmers from across Europe directly descended from Neolithic Aegeans. Proceedings of the National Academy of Sciences, 113(25), 6886–6891. https://doi.org/10.1073/pnas.1523951113

Kılınç, G. M., Omrak, A., Özer, F., Günther, T., Büyükkarakaya, A. M., Bıçakçı, E., … Götherström, A. (2016). The Demographic Development of the First Farmers in Anatolia. Current Biology, 26(19), 2659–2666. https://doi.org/10.1016/j.cub.2016.07.057

Kılınç, G. M., Koptekin, D., Atakuman, Ç., Sümer, A. P., Dönertaş, H. M., Yaka, R., … Somel, M. (2017). Archaeogenomic analysis of the first steps of Neolithization in Anatolia and the Aegean. Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences, 284(1867), 20172064. https://doi.org/10.1098/rspb.2017.2064

Lazaridis, I., Patterson, N., Mittnik, A., Renaud, G., Mallick, S., Kirsanow, K., ... & Berger, B. (2014). Ancient human genomes suggest three ancestral populations for present-day Europeans. Nature, 513(7518), 409-413.

11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page