HAKKINDA
Anadolu’nun kültürel zenginliği şimdiye kadar birçok araştırmaya konu olmuştur. Antropologların konuyla ilgili yapmış olduğu birçok çalışmadan ve arkeologların kazı çalışmaları sonucunda ürettikleri bilgilerden hareketle bu zenginliğin kökenlerinin çok eskiye dayandığı kabul edilebilir görünmektedir. Özellikle arkeolojik kazılarda bulunan materyal kültüre ait birçok buluntu bize geçmiş dönemlerde Anadolu topraklarında yaşamış insan gruplarının, atalarımızın, bulundukları çevrelere uyarlanırken geliştirdikleri maddi ve maddi olmayan kültürel miras öğeleri hakkındaki zenginliği gözler önüne sermektedir.
Bu tip çalışmalar geçmişi ve günümüzü anlamaya çalıştığımız süreçte birçok bilgiye sahip olmamızı sağlamış aynı zamanda çözülmesi gerekli birçok sorunsalın da belirginleşmesine yol açmıştır. Örneğin çeşitli arkeolojik dönemlerde Anadolu’da yaşamış insan topluluklarının materyal kültüründe rastladığımız benzerlikler ve farklılıkların kökeninde bu insan gruplarının birbirleriyle olan biyolojik yakınlıkları var mıydı? Eğer varsa bunun derecesini belirleyebilir miyiz? Günümüz koşullarında, teknolojinin sunduğu imkanlarla ve iyi tasarlanmış araştırmalarla bu tip soruların yanıtlarını aranabileceği, çoğu zaman konuyla ilgili ciddi çözümlemeler yapılabileceğini söyleyebiliriz. Bu tip çalışmaların önemli bir kısmı farklı bilim dallarında birbirinden bağımsız olarak sürdürülmektedir. Bu bilim dalları arasında antropoloji, arkeoloji, biyoloji (Moleküler genetik ve Evrim) sayılabilir. Esasen bu disiplinlerin yanında diğer fen bilimleri (örneğin Yerbilimleri) ve hatta hastalıkların genetik kökenleri üzerine yapılan araştırmalarda dahil edildiğinde Tıp ve Sağlık bilimleri de eklenebilir.
Bu çalışma temelde antropoloji, arkeoloji ve genetik olmak üzere farklı disiplinlerin birikimini ortak bir potada eritme amacını taşımakta bu anlamda çağdaş bilimsel anlayışın bir tezahürü olarak interdisipliner bir proje olarak tasarlanmıştır.
Çalışma özetle, Güneybatı Anadolu’da Tunç Çağında yaşamış üç farklı topluluğa ait mezarlardan elde edilmiş insan kalıntılarının antropolojik, arkeolojik ve biyolojik yönden incelenmesine odaklanmaktadır. Temel amaç Güneybatı Anadolu Tunç Çağı’na ait Çine-Tepecik, Laodikeia-Kandilkırı, Karataş-Semayük yerleşmelerinden elde edilmiş insan iskelet kalıntılarında biyoarkeolojik inceleme yürütmek ve antik DNA (aDNA) metodolojisinin kullanımıyla genom ve mitogenom düzeyinde veri üretmektir. Üretilen bu veri ile öncelikle bu üç topluluğun birbirleriyle olan genetik yakınlık durumları derecelendirilecek, sonrasında bu toplulukların Ege Bölgesi, Yunanistan, Orta Anadolu örneklemleriyle populasyon genetiği analizi ile biyolojik yakınlıkları saptanmaya çalışılacaktır. Bu sayede bölge içi ve bölgeler arası anlamda şimdiye kadar arkeolojik bulgular ışığında belgelenmiş topluluklar arası ilişkiler biyolojik açıdan da incelenmiş olacaktır. Yanı sıra incelenilen topluluklara ait genetik bilgi, Avrupa ile Yakındoğu’ya ait genomik verisi mevcut arkeolojik topluluklarla karşılaştırılması da gerçekleştirilecek, eldeki veriler günümüz toplulukları ile de birlikte incelenecektir.